KA.DER, geleneksel 8 Mart karnesini yayınladı
Erkek egemen siyaset sekizinci kez sınıfta kaldı
KA.DER, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde 8’inci kez Türkiye’nin “Temsilde Kadın-Erkek Eşitliği” karnesini açıkladı. 8 yılda durum değişmedi, karar alma mekanizmalarında kadın oranı “yerinde saydı”. 535 milletvekilinin 77’si, 26 bakanın 1’i, 81 valinin 2’si, 25 müsteşarın 1’i, 30 Büyükşehir Belediye Başkanı’nın 3’ü, Yüksek Yargı Organı Başkanlarının 1’i, 174 rektörün 14’ü kadın… Türkiye’de kadın, karar alınan hiçbir yerde var olamıyor, temsilde dahi “şiddeti” yaşıyor.
Kadın Adayları Destekleme Derneği (KA.DER) olarak, sekiz yıldır Türkiye’de karar alma mekanizmalarında kadın-erkek eşitsizliği uçurumunun nasıl derinleştiğini rakamlarla ortaya koyuyoruz. Sekizinci yılda “Temsilde Kadın-Erkek Eşitliği Karnesi”nde bir kez daha gördük ki, “TBMM’de, yerel yönetimlerde, bürokraside, odalarda…” kadınlar adeta yok sayılıyor, Anayasal bir suç işleniyor.
Anayasa’nın 10. maddesi “Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. Devlet bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür” diyor. Ancak yıllar geçiyor, durum değişmiyor. Türkiye’de 8 Mart Dünya Kadınlar Günü bir kez daha eşitlik mücadelesindeki kadınların seslerini duyurma çabalarının gölgesinde kalıyor.
“Temsilde Kadın-Erkek Eşitlik Karnesi”ndeki “inanılmaz” rakamları bir kez daha açıklıyoruz:
-535 milletvekilinin 77’si
-26 bakanın 1’i,
-81 valinin 2’si,
-25 müsteşarın 1’i,
-30 Büyükşehir Belediye Başkanı’nın 3’ü (Eşbaşkanlarla birlikte 5),
-Yüksek Yargı Organı Başkanlarının 1’i,
-174 rektörün 14’ü kadın…
Türkiye’nin karnesi kötü ama kadınların karnesi iyi
Türkiye, Haziran 2015’te Genel Seçimler ile TBMM’de yer alacak 550 milletvekilini seçecek. Nüfusun yüzde 50’sini oluşturan kadınların meclisteki temsilinin de yüzde 50 olması gerekiyor. Yüzde 14,39 olan kadın milletvekili oranı, kadınların seslerini duyurmalarını ve eşitlikçi yasalar çıkmasını engelliyor.
Anne –babalar adeta korku filmi seti haline gelen “şiddet ve cinnet” meclisi ile ilgili görüntülerden çocuklarını uzak tutuyor. Bu meclisten “barış, eşitlik, özgürlük, adalet, hoşgörü” değil, “şiddet, hiddet, nefret, ayrımcılık, kavga, küfür, hakaret” sesleri çıkıyor.
Tüm bu olumsuz tabloya rağmen siyasette var olmaya çalışan kadınların mücadelesi “gerçek demokrasi”ye geçiş için umut vaat ediyor.
TBMM’de ve yerel yönetimlerdeki kadınlar:
- Kadın sorunlarının mecliste daha çok tartışılmasını sağladılar.
- Kadın Erkek Eşitliği Komisyonu’nun (KEFEK) kurulması için mücadele ettiler, kadın-erkek eşitliğine ilişkin sorunların yasal çerçeve ve uygulamada iyileştirilmesi için çalıştılar.
- Meclisin cinsiyetçi uygulamalarına müdahale ettiler, cinsiyet eşitliği meselesini gündeme taşıdılar.
- Siyasi partiler ve seçim yasasında düzenleme yapılması gerektiğini gündeme taşıdılar, cinsiyet kotası talebinde bulundular. Cinsiyet kotasının anayasal olarak da güvence altına alınmasını istediler.
- Kadınların, erkeklerle birlikte kentsel yaşamın tüm alanlarında eşit biçimde yer alması için çalışmalar yaptılar, bu konuların denetleyicisi oldular.
- Toplumsal cinsiyet eşitliği, kadın ve çocuk eğitimi, kadın ve siyaset, kadın sağlığı konularında projeler ürettiler.
Haziran 2015 seçimlerinde partilerin kadın ve erkek adayları “eşit oranda” göstermesi gerektiğini söyleyen KA.DER Genel Başkanı Gönül Karahanoğlu, “Kadınlar siyasette aday olurken de seçildikten sonra da bir dizi engelle karşılaşıyor. Siyaseti erkek işi gören zihniyet, kadınları siyasal yaşamda yok saymaya devam ediyor, kadını siyasal yarışın dışında bırakıyor. Türkiye’nin 43 ilinde kadın milletvekili yok. 2015 Genel Seçimleri’nde bu büyük demokrasi ayıbının giderilmesini bekliyoruz” dedi.
KA.DER olarak, Türkiye’yi bir öğrenci gibi görüp sekiz yıldır karne verdiklerini söyleyen Karahanoğlu, sözlerine şöyle devam etti: “Yıllardır ‘bir üst sınıfa’ geçmeyi başaramayan, bunun için gayret göstermeyen, okulumuzun Anayasasında belirtilen ‘eşitlik ilkesine’ inatla karşı çıkan, belli bir cinsiyeti diğerinden üstün ve egemen gören, ‘ayrımcılık yapmakta direnen’ bir öğrenciyle karşı karşıyayız. Öğrencimiz ‘başarısızlıkta’ dirense de biz ona ısrarla ‘evrensel değerleri, ayrımcılık yapmamayı, bir cinsiyeti diğerinden üstün görmemeyi’ öğretmek için mücadeleye devam edeceğiz. Öğrencimizin, 2015 Genel Seçimleri’nde durumunu bir nebze de olsa düzeltme şansını kullanmasını bekliyoruz.”
KA.DER Genel Yönetim Kurulu adına
KA.DER Genel Başkanı Gönül Karahanoğlu
Erkek egemen siyaset sekizinci kez sınıfta kaldı
KA.DER, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde 8’inci kez Türkiye’nin “Temsilde Kadın-Erkek Eşitliği” karnesini açıkladı. 8 yılda durum değişmedi, karar alma mekanizmalarında kadın oranı “yerinde saydı”. 535 milletvekilinin 77’si, 26 bakanın 1’i, 81 valinin 2’si, 25 müsteşarın 1’i, 30 Büyükşehir Belediye Başkanı’nın 3’ü, Yüksek Yargı Organı Başkanlarının 1’i, 174 rektörün 14’ü kadın… Türkiye’de kadın, karar alınan hiçbir yerde var olamıyor, temsilde dahi “şiddeti” yaşıyor.
Kadın Adayları Destekleme Derneği (KA.DER) olarak, sekiz yıldır Türkiye’de karar alma mekanizmalarında kadın-erkek eşitsizliği uçurumunun nasıl derinleştiğini rakamlarla ortaya koyuyoruz. Sekizinci yılda “Temsilde Kadın-Erkek Eşitliği Karnesi”nde bir kez daha gördük ki, “TBMM’de, yerel yönetimlerde, bürokraside, odalarda…” kadınlar adeta yok sayılıyor, Anayasal bir suç işleniyor.
Anayasa’nın 10. maddesi “Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. Devlet bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür” diyor. Ancak yıllar geçiyor, durum değişmiyor. Türkiye’de 8 Mart Dünya Kadınlar Günü bir kez daha eşitlik mücadelesindeki kadınların seslerini duyurma çabalarının gölgesinde kalıyor.
“Temsilde Kadın-Erkek Eşitlik Karnesi”ndeki “inanılmaz” rakamları bir kez daha açıklıyoruz:
-535 milletvekilinin 77’si
-26 bakanın 1’i,
-81 valinin 2’si,
-25 müsteşarın 1’i,
-30 Büyükşehir Belediye Başkanı’nın 3’ü (Eşbaşkanlarla birlikte 5),
-Yüksek Yargı Organı Başkanlarının 1’i,
-174 rektörün 14’ü kadın…
Türkiye’nin karnesi kötü ama kadınların karnesi iyi
Türkiye, Haziran 2015’te Genel Seçimler ile TBMM’de yer alacak 550 milletvekilini seçecek. Nüfusun yüzde 50’sini oluşturan kadınların meclisteki temsilinin de yüzde 50 olması gerekiyor. Yüzde 14,39 olan kadın milletvekili oranı, kadınların seslerini duyurmalarını ve eşitlikçi yasalar çıkmasını engelliyor.
Anne –babalar adeta korku filmi seti haline gelen “şiddet ve cinnet” meclisi ile ilgili görüntülerden çocuklarını uzak tutuyor. Bu meclisten “barış, eşitlik, özgürlük, adalet, hoşgörü” değil, “şiddet, hiddet, nefret, ayrımcılık, kavga, küfür, hakaret” sesleri çıkıyor.
Tüm bu olumsuz tabloya rağmen siyasette var olmaya çalışan kadınların mücadelesi “gerçek demokrasi”ye geçiş için umut vaat ediyor.
TBMM’de ve yerel yönetimlerdeki kadınlar:
- Kadın sorunlarının mecliste daha çok tartışılmasını sağladılar.
- Kadın Erkek Eşitliği Komisyonu’nun (KEFEK) kurulması için mücadele ettiler, kadın-erkek eşitliğine ilişkin sorunların yasal çerçeve ve uygulamada iyileştirilmesi için çalıştılar.
- Meclisin cinsiyetçi uygulamalarına müdahale ettiler, cinsiyet eşitliği meselesini gündeme taşıdılar.
- Siyasi partiler ve seçim yasasında düzenleme yapılması gerektiğini gündeme taşıdılar, cinsiyet kotası talebinde bulundular. Cinsiyet kotasının anayasal olarak da güvence altına alınmasını istediler.
- Kadınların, erkeklerle birlikte kentsel yaşamın tüm alanlarında eşit biçimde yer alması için çalışmalar yaptılar, bu konuların denetleyicisi oldular.
- Toplumsal cinsiyet eşitliği, kadın ve çocuk eğitimi, kadın ve siyaset, kadın sağlığı konularında projeler ürettiler.
Haziran 2015 seçimlerinde partilerin kadın ve erkek adayları “eşit oranda” göstermesi gerektiğini söyleyen KA.DER Genel Başkanı Gönül Karahanoğlu, “Kadınlar siyasette aday olurken de seçildikten sonra da bir dizi engelle karşılaşıyor. Siyaseti erkek işi gören zihniyet, kadınları siyasal yaşamda yok saymaya devam ediyor, kadını siyasal yarışın dışında bırakıyor. Türkiye’nin 43 ilinde kadın milletvekili yok. 2015 Genel Seçimleri’nde bu büyük demokrasi ayıbının giderilmesini bekliyoruz” dedi.
KA.DER olarak, Türkiye’yi bir öğrenci gibi görüp sekiz yıldır karne verdiklerini söyleyen Karahanoğlu, sözlerine şöyle devam etti: “Yıllardır ‘bir üst sınıfa’ geçmeyi başaramayan, bunun için gayret göstermeyen, okulumuzun Anayasasında belirtilen ‘eşitlik ilkesine’ inatla karşı çıkan, belli bir cinsiyeti diğerinden üstün ve egemen gören, ‘ayrımcılık yapmakta direnen’ bir öğrenciyle karşı karşıyayız. Öğrencimiz ‘başarısızlıkta’ dirense de biz ona ısrarla ‘evrensel değerleri, ayrımcılık yapmamayı, bir cinsiyeti diğerinden üstün görmemeyi’ öğretmek için mücadeleye devam edeceğiz. Öğrencimizin, 2015 Genel Seçimleri’nde durumunu bir nebze de olsa düzeltme şansını kullanmasını bekliyoruz.”
KA.DER Genel Yönetim Kurulu adına
KA.DER Genel Başkanı Gönül Karahanoğlu
Kaynak: Banu Barlas