Devlet hem doları yatırım aracı olarak ilan edip hem de vatandaşın yatırımdan vazgeçmesini isteyeceğine, doları yatırım aracı olmaktan çıkartıp, AMERİKA’ya yatırım yapıp değer katmayı engelleyebilir.
Devlet hem doları yatırım aracı olarak ilan edip hem de vatandaşın yatırımdan vazgeçmesini isteyeceğine, doları yatırım aracı olmaktan çıkartıp, AMERİKA’ya yatırım yapıp değer katmayı engelleyebilir.
İthalat yapan aldığı mal kadar dolar kullanırsa, yurt dışına çıkan da sadece o gezi de kullanacağı kadar Türk lirasını dolara çevirirse, vatandaşın ABD ye yatırım yapması engellenir. Provokatif olduğu düşünülen bu hızlı yükselişe en acil müdahale ise geçici SABİT KUR sistemine geçerek yapılır. Dalgalı kur, konjonktürel ekonomiyi dengede tutarken, ekonomik darbe girişimini geçici uygulama ile de olsa, SABİT KUR sistemi bozar.
Bunca zaman dünyada yaşanan krizler, kendi içimizdeki darbe girişimleri, Gezi Olayları zamanı, 17/25 Aralık dönemi de dahil olmak üzere ülkemiz böyle büyük bir kriz yaşamamıştır. Ülkemizde yaşanan dış destekli sorunları düşünürsek, devalüasyonun müsebbiplerinin ülke içinden olduğunu da görürüz.
Dışarıdan hiçbir müdahale Türk lirasına bir günde bu kadar değer kaybettirmez! Hırsız içerden olunca, kapı kilit tutmuyor. Burada Dolar'ın veya Euro'nun yükselişine değil, Neden Türk Lirası'nın bir günde bu denli itibarsızlaştığına bakmak lazım. ABD veya diğer sömürge ülkeleri yaptırım kararı almış olabilir. Ancak bu yaptırım kararlarının sonucu zarar bir günde oluşmaz. Türk lirası o gün değer kaybediyorsa, öncelikli müdahale, rağbet içeriden gelmiş demektir. Zira yaptırımlar uzun vadede kayıp yaşatır. ABD nin yaptırım kararlarıyla birlikte ülkemiz içindeki hainlerin, hırsızların yani ABD kuklalarının ABD'yi bir güç olarak göstermek için yaptıkları hamleden ibarettir bu artış.
Ülke devletin belirlediği ‘Yatırım Araçları’ ile batıyorsa, devlet o yatırım araçlarının AMAÇ haline gelmesini engellemelidir. Bugün mal edinmek de bir yatırım aracı iken, devlet aldığı önlemlerle taksit miktarını düşürmüştür. Böylelikle lüzumsuz alımın yani bir nevi ‘Yatırımın’ önüne geçilmiştir. Beyaz eşya, TV, telefon gibi ürünlerde kısıtlanan taksit oranı tüketiciyi kısa sürede ödeme yapmaya sevk ettiğinden, aynı anda çok fazla alım yapılamamaktadır. Mal da bir yatırım aracıyken kısıt getirilebiliyorsa, yine yatırım aracı olan döviz nasıl oluyor da bir hamlede yüklü miktarda alınabiliyor?! Başka bir soru daha; yakın zamana kadar taksitle alınabilen yegane yatırım aracı 'ALTIN'ın kredi kartına taksitle alınması yani, vatandaşın aylık gelirine göre düşük ölçekte altına yatırım yapması engellendi?! Bu 'BAĞLI DEĞİŞKEN' leri ayrı bir başlık altında değerlendirceğiz.
Kısacası devletin yatırım araçlarını bir daha gözden geçirmesi lazımdır. Dış ülkelerle savaş yatırım aracını satmakla değil, o ülkelerin değerlerini itibarsızlaştırmakla olur. Yatırım ülke içine çevrilmeli, yerli malı ve ülke içi yatırımlar teşvik edilmelidir.