Antalya’nın Serik ilçesinde 28 yıl önce yaşanan dram Songül B. nin hakkını aramak için dava açmasıyla gün yüzüne çıktı. Olayın meydana geldiği yıllarda henüz 12 yaşında olan Songül B. : “ Çocuk yaşta bana yaşatılanlar başkasının başına gelmemeli, o zamanlar maddi-manevi arayamadığım hakkımı aramak ve intikamımı almak için geri döndüm.” Dedi.
O SADECE BİR ÇOCUKTU!
Ailesiyle birlikte Almanya’dan Türkiye’ye dönüş yaptıkları zaman, Songül henüz 4 yaşındaydı… Songül, memleketleri olan Serik’e dönerken ülkesine dair ne hayaller kurmuştu bilinmez ancak, ilerleyen yıllarda sadece kuracağı hayalleri değil, geleceği de elinden alınacaktı!
Songül’ün tek suçu vardı… Kız çocuğu olmak… Onun hayatında kadının adı olmadı hiç, söz hakkı da. Başta dünyaya gelmesine sebep olan babasından çekmişti, annesi de kendisi de. Erkek değil miydi, karısından sıkılınca başka birini bulabilirdi ve buldu da. Annesi 4 yaşındaki Songül ile birlikte hayat mücadelesi vermek zorunda kaldığında, Songül küçücük elleriyle pamuk toplarken yaşıtları sokakta oyun oynuyordu. Yaşadığı hayat sanki onun değildi, hatta bir süre sonra bedeni bile artık ona ait olmayacaktı!
Almanya’dan Türkiye’ye döndüklerinde babaları çoktan başka bir yol çizmişti. Karısına ve çocuklarına düşkün olmayan baba, ailesini terk ederek memleketi Konya’da yaşamaya başladı. Serik’in Evrenpaşa mahallesinde çocuklarıyla tek başına kalan anne, maddi sıkıntıdan dolayı Songül’ü ilkokul 4. Sınıftan almak zorunda kaldı.
Buldukları her işi yapan anne kız, tarladan sebze haline kadar her işte çalıştı. İddialara göre her şey anne-kızın Serik Hal’in de 12 nolu komisyoncu Bayram Seyyar’ın yanında çalışmalarıyla başladı.
12 Yaşındaki Çocuğa Göz Dikti!
İddialara göre Songül ile annesinin çalıştığı halin sahibi, daha 12 yaşındayken Songül’e göz dikti. İş yerindeki kasaların altına mektup bırakarak Songül’e ulaşmaya çalışan Bayram S.’nin ilk girişimi mektubu annenin bulması ve Songül’ü dövmesiyle son buldu. Bir süre sonra bu kez komşusu aracılığıyla ulaşmak isteyen Seyyar amacına ulaştı ve mektup Songül’ün eline geçti. Komşusu aracılığıyla iletilen bu mektup karşısında Songül, Bayram S.’nin babası yaşında olduğunu ve kendisinden uzak durmasını söyledi.
Henüz çocuk olan bir kıza yazdığı mektuba cevap olarak, kendisinden uzak durulması istendiği halde Bayram S. bu kez de Songül’ün evinin etrafında dolaşıp taciz etmeye başladı. Anne ve kardeşi tanıyan Bayram S, ailenin yokluğunu fırsat bilip defalarca Songül’ün evine giderek Songül’ün aşağıya inmesini istedi. Evlerinin bahçesindeki incir ağacının dibinde Songül’le görüşmek için ısrarla bekleyen Seyyar’a bir kez de yüz yüze babası yaşında olduğunu söyleyen Songül, Bayram S.’nin zorla öpmeye çalışmasıyla korkarak eve kaçtı.
Seyyar, annenin kendi halinde çalışmasının verdiği rahatlıkla tacizlerini Songül’ün yaşadığı evin etrafında dolaşarak sürdürdü. Evde bulaşık yıkadığı bir gün camın önüne gelerek kapıyı açmasını söyleyen Bayram S.’den korkan Songül, evin içine saklanarak kapıyı açmadı.
Songül’e kafayı takıp bir türlü vazgeçmeyen Bayram S., bir gün zorla kapıya dayanarak, açmazsa annesine sevgili olduklarını söyleyeceğini söyledi. Bayram S. evin kapısını zorlamasıyla konuşup ikna etmek için kapıyı açan Songül, 12 yaşındaki bir kız çocuğunun hak etmediği iğrençliklere maruz kaldı! Henüz bedenini tanımayan, çalışmaktan çocukluğunu dahi yaşayamayan Songül’ün uğradığı tecavüzle dünyası karardı. O küçücük yüreği ve henüz çocuk olan aklıyla kendisine yapılan tehditlerle susturulan Songül, kokusuna, tipine dahi dayanamadığı babası yaşındaki bu adamın tecavüzlerine aylarca katlanmak zorunda kaldı.
Ege Tarım firmasında çalışmaya devam eden Songül, firmada birlikte çalıştığı bir kadına başına gelenleri anlattı ve yardım istedi. Antalya da çocuk bakıcılığı işi bulan bu çalışma arkadaşının teklifini kabul eden Songül, Antalya Bahçeli’de bir binanın en üst katında düzgün bir ailenin çocuğuna bakmaya başladı.
Bir gün ev telefonu çaldı… Arayan Bayram S. idi… Songül’ün izini bulmuş olan Bayram S., aşağıda olduğunu ve inmesini söyledi. Aile Songül’e adamın kim olduğunu sorunca Songül her şeyi anlattı. Aile durumu anlamak ve sorunu çözmek için Bayram S.’yi yukarıya çağırdı. Songül’ü rahatsız etmeye devam ederse polise vermekle tehdit etti. İlk defa Songül’e sahip çıkan birilerinin olduğunu gören ve bundan korkan Bayram S., korkarak gitti. Aradan 10 gün geçtiğinde Songül’ün annesi ve abisi de Songül’ün yerini bulmuştu. Tabii ki bu işin arkasında Songül’ün ailesinin bulması halinde Serik’e geri götüreceğini bilen Seyyar vardı. O sırada 13 yaşını yeni bitiren Songül zorla eve geri götürüldü. Ailesinin tepkisinden korkan Songül ailesine hiçbir şey diyemedi. Bayram S. tecavüzlerine devam etti. Songül’ün evde yalnız olduğu zamanları takip eden ve bilen Bayram S. eve zorla giriyordu. Komşulardan korkan Songül sesini çıkartamıyordu.
Bayram S., her geçen sefer dozu arttırarak darp, ağız kapama gibi şiddet de uygulamaya başladı. Tüm bu yaşadıklarına dayanamayan Songül dayanamayarak fare zehri içti. 20 gün kadar komada kalan Songül uyandığında başucunda duran polislere de bilgi vermekten korktu. Fare zehri ile zehirlenen Songül, annesi ve abisinin sorumlu tutularak tutuklandıklarını öğrenince Polise her şeyi itiraf etti.
Hale gittiğinde tutuklanan Bayram S., polise Songül ile evleneceğini söyledi. Adının çıkmasından dolayı ailesinden de dayak yiyen Songül utancından dışarıya çıkamıyordu. Kadınların kendisine düşmanca bakmasından, kocalarını elindn alacakmış gibi davranmalarından rahatsız olan Songül ne yapacağını bilmiyordu. Konya’dan çağrılan baba karakola giderek şikâyetçi olmadığını söyleyince Seyyar hapisten çıkartıldı. Babası da akabinde Konya ya geri döndü.
Bayram S.’nin ailesi de şikâyeti geri alma konusunda Songül’e baskı yapmaya başladı. Seyyar’ın kendisiyle evleneceğini söyleyen aile Songül’ü tehdit etti. Bir süre sonra hala nikâh olmayınca ne yapacağını bilemedi. Seyyar’ın ailesi Songül’ün nasılsa intihar edeceğini söylüyordu. Bir taraftan evleneceği ve namusunu temizleyeceği için sevinen Songül’ün düşündükleri olmadı. 13 kardeş olan Bayram S.’nin 9 erkek kardeşi vardı ve onlar da Songül’ü tehdit ediyorlardı.
Babasının para karşılığı şikâyeti geri aldığını düşünen Songül’ün bir süre sonra mide bulantıları başladı. Komşusuyla eczaneye giden Songül’e doğum kontrol testi aldılar. Pozitif çıkan test sonrası dünyası yıkılan Songül savcılığa giderek çaresizce ne yapabileceğini sordu. Şikâyetçi olduğunu söyleyen Songül, bu hamil kendi rızası ile olmadığını söyledi. Bunun üzerine savcı Songül’e mahkemeyi beklemesini söyledi. Eve gitmeye korkan Songül karakola gitti. Seyyar ailesini yakından tanıyan polis aileyi arayarak Songül’ün karakolda olduğunu ve kendilerinden şikâyetçi olduğunu aktardı. Seyyar ailesi ise polislerden Songül’ü kendilerine getirmelerini istedi. Akbaş mahallesinde 4 katlı evleri olan Seyyar ailesine götürülen Songül, daha önce karakolda suçunu kabul eden Seyyar’ın kendisini tanımadığı iddiası ile karşı karşıya kaldı. Polise Songül’ü daha önce hiç görmediğini, karakolda işkence gördüğü için yalan söylediğini ve ne tecavüzün ne de herhangi bir başka suç unsuru oluşturacak olayın aralarında geçmediğini iddia etti.
Polisler Songül ile Bayram S. ailesini baş başa bırakıp aşağı indiğinde, aile Songül’e bebeği aldırmasını, ne kadar istiyorlarsa para vereceklerini, şikâyetini geri almasını söyleyerek aksi takdirde kötü olacağına dair tehditte bulundu. Songül’ün babası zaten para karşılığı şikâyetçi olmamıştı ancak Songül çocuk olduğu için zaten kamu davası da açılmıştı. Beni davayı geri çekmeme dair ikna edemedikleri için tartışma başladı ve akabinde beni dövmeye başladılar. Bilerek karnına vurulan, çocuğun düşmesi için uğraşılan Songül son olarak 4. Kattan itilerek bayılana kadar darp edildi. Songül’ü baygın halde bulan Polis, Songül hafif kendine geldiği sırada: “ Başımıza bela almayalım, bırakalım” şeklinde konuştuklarını duydu.
Uyandığında kendisini Cumhuriyet meydanın da bir ebenin masasında bulan Songül’e çocuğunun düştüğü ve alınması gerektiği söylendi. Çocuğu ölürse herkesi öldüreceğini ve namusunu ispatlamak için tek kanıtının çocuğu olduğunu söyleyen Songül. Ağzı burnu kan içinde annesinin evine bırakıldı. 3 ay boyunca düşük riski yaşayıp kanaması devam eden Songül’ün tecavüze uğradığını ispatlaması istendi. Songül’den şahit ve ispat göstermesini isteyen hâkim, tecavüzün şahidinin olacağını hangi akla dayanarak istemişti bilinmez ancak Songül’ün şahidi olmuş olsa idi zaten o çocuğu tecavüzü ispatlamak için taşımak zorunda kalmaz ve bu kadar korku ile yaşamasına gerek kalmazdı. Songül’ün çilesi bunlarla da bitmedi!a
Kendisi Yetmedi Dayısı da Tecavüz Etti!
Bayram S. ve ailesi Songül’ü yıldırmak için her yolu denedi. Mahallenin erkeklerini toplayıp, kapısı taşlandı ve Songül’e askıntı oldular. Bu sırada komşularının oğlu İzzet Songül’e gelerek, Bayram S. nin dayısının durumu öğrendiğini, çok üzüldüğünü, mahkemede avukatının olmadığını öğrenerek Songül’e yardım etmek istediğini söyleyerek görüşmek için evine çağırdı. Karşı taraftan birinin ilk kez yapıcı yaklaşımda bulunması üzerine, babası yaşındaki dayının evine ümitle giden Songül’ün karşılaştıkları karşısında dünyası başına yıkıldı! Dayısının bir anda saldırıp kendisine tecavüz etmesine engel olamayan Songül 6 aylık hamile olduğunu söyledi ve bunu yapmaması için yalvardı. Songül’ün haykırışlarına ve hamile oluşuna aldırış etmeyen Muhittin Y. Songül’ün ağzını ve ellerini bağladı. Bu insanlık dışı vahşetten yani tecavüzden sonra resimleri çekip Songül’ü tehdit eden dayı, mahkemeden vazgeçmemesi halinde o an çektiği resimleri her yere yaymakla tehdit etti. Kan tahlili yaptırırsa resimleri mahkemeye vermekle ve kötü kadın olduğunu herkese söylemekle tehdit etti. Ağlayarak eve giden Songül’ün düşecek bir yaprak gibi zar zor tutunduğu hayat bir kez daha zindan olmuştu!
Küçücük Bir Kız Çocuğunu Utanmadan ‘Kötü Kadın’ İlan Ettiler!
Kendisi henüz çocukken, istemediği, rızası olmadığı halde zorla bedenine sahip olunmuş, kendini taşıyamazken hamile kalmış, toplum tarafından horlanmış, suçlanmış, hayatı sanki daha başlamadan son bulmuş olan Songül, yaşadığı bu ikinci ağır travma karşısında yıkıldı. Bedeninin isteminin dışında kullanılmasıyla bahşedemeden üzerine bir de kötü kadın olarak toplum karşısında rezil edilmekle tehdit edilmişti. Bu tehdit belki de Songül’ün kırılma noktasıydı. Uğradığı tüm bu insanlık dışı muamelelerin yanı sıra, ‘Kötü Kadın’ olarak gösterilmekle tehdit edilmek Songül’ü mücadele yönünde tetikleyici etmen oldu bir anda.
Doktorlar Bakire Raporu Verdi!
Bir süre evden çıkamadı Songül… Bu süre içinde mahkeme konusundaki kararlılığını sürdürdü. Mahkeme Songül’ü hastaneye sevk etti. Hamile olmasına rağmen bakire raporu verilen Songül rapora itiraz etti. Başka bir hastaneye sevk olarak İstanbul’a gitti. Bu süre içerisinde kardeşleri, babası ve abisi, annesine Songül’ün atılması yönünde baskı yaptılar. Bu baskılara aldırmayan anne Songül’e sahip çıktı. İstanbul’da gittikleri hastanede hamile ve bakire raporu verildi.
Çocuk doğduktan sonra DNA testi yapıldı ve Bayram S.’nin babası olduğunu ispatlandı. Ağır ceza mahkemesinde ergen olmayan kızla rızası dışında birlikte olduğu için 1 yıl 8 ay hapis cezası verilen Bayram S., bunun da 3’de 1’ini yatmak üzere Serik Cezaevine girdi.
Songül’ün başına gelenler karşısındaki hak arayışına pişman etmek isteyen Bayram S.’nin kardeşi Musa S., Songül’ü iki kez bıçakladı, defalarca dövdü ve sürekli tehdit etti… Tüm bu cenderenin içinde bir yandan hayat mücadelesi veren Songül bir yandan da sırtına çocuğunu bağlayıp tarlalarda çalışmak zorunda kaldı. Bu süre içerisinde Seyyar ailesi ve çevresi tarafından ‘Kötü Kadın’ olarak adı çıkartılan Songül’e toplum kötü gözle bakıyordu ve önüne gelen asılıyordu. O süreçte sözde hapis yatan Bayram S. ise hapisten çıkıp çıkıp sürekli Songül’ü tehdit ediyordu. Songül’ün kendisi çocukken tutunduğu tek dayanak kızıyken, kızını evlatlık almak isteyenler de çıkıyordu. Babalık davası açarsa öldürülmekle tehdit edilen Songül’ü aynı zamanda gördükleri yerde dövüyorlardı.
Bir otobüse binerek Antalya’da Vali’ye gelen Songül, Valinin kendisine yardım edebileceğini düşünmüştü. Vali yerinde olmayınca Vali Yardımcısının yardımıyla kadın sığınma evine yerleştirildi. Çocuğuyla birlikte kadın sığınma evinde yaşamaya başlayan Songül’e yardımcı olmayan isteyen dönemin kadın emniyet mensubu, yaşlı bir kadına bakması için teklifte bulundu. Çocuğuyla birlikte bu işi yapamayacağını söyleyen kadın emniyet mensubu, Songül’ün kızını geçici bir süre için Çocuk Esirgeme Kurumu’na vermesi için ikna etti. 7 ay sonra baktığı yaşlı kadın ölen Songül, baktığı kadına ve ailesine çok alışmış, ailesi gibi benimsemişti.
O ailenin de desteğiyle bir süre sonra yeniden evlendi. Bu sırada yaşı tutmadığından çocuğu için babalık davası açamayan Songül’e annesini kayyum olarak ataması önerildi. Bunu uygulayan Songül’ün bu kez de annesi tehdit edilmeye başladı. Hatta annesinin evini yakma girişimine kadar uzandı iş… Tüm bu olanların suçlusu Songül’müş gibi mahkeme masraflarını bile Songül’e yolladılar…
Eşinin Kendini Suçlayıp Kötü Davranmasıyla Yıkıldı!
Çocuk yaşta göğüs gerdiği onca şeyden sonra Songül, eşinin kendisini geçmişte başına gelenlerle yargılayıp şiddet uygulayarak hor görmesiyle bir kez daha yıkıldı. Bir süre sonra bu kötü muameleye dayanamayarak ayrıldı.
Çocukluğundan sonra gençliğini de yaşayamayıp bir taraftan çocuğunu büyüttü, bir taraftan çalışmaya devam etti Songül. Çalıştığı bir otelde tanıştığı genç bir Alman ile birbirlerine aşık oldular. Hayatında ilk defa özel muamele görüp kendisini insan, kadın yerine koyan bu Alman’ın evlilik teklifine hayır diyemeyen Songül, kızını da alıp Almanya’ya yerleşti.
“BEN BİR MELEKTİM, KANATLARIMI KIRDILAR AMA PENÇELERİMİ UNUTTULAR!”
İş Kadını Songül…
Almanya’da 2 sene boyunca kocasıyla restoranda çalışan Songül, aynı anda iki iş daha yapıyordu. Çocuk yaşta sahip olduğu kızını büyütmeye çalışırken aynı zamanda çalışma hayatının da her daim içinde olan Songül, kısa sürede büyük paralar biriktirdi. Biriktirdiği 25 bin Euro ile kendine ait bir restoran açan Songül, iş hayatında son derece başarılı ilerliyordu.
Açtığı 150 kişilik Türk restoranı yetmeyen Songül, kısa bir süre sonra arka taraftaki arsaya da restoran yaparak, 300 kişilik kapasite ile iş hayatına devam etti. Ünü giderek yayılan Songül, Almanya’nın pek çok gazete ve dergisine kapak olmayı başarmıştı. O artık özel olarak ziyaret edilmesi gereken mekânların sahiplerindendi. Restoran işine catring ve organizasyon işleri de eklenince, Songül’ün neredeyse nefes almaya vakti kalmamıştı.
Tek Hedefi İntikam Almaktı!
Gece gündüz demeden yoğun tempoda çalışan Songül’ün tek isteği para biriktirip, Türkiye’de uğradığı haksızlıklar ile hukuki anlamda mücadele etmekti. Bu şevkle ve hırsla gece gündüz çalışan Songül hedeflerine ulaşmak üzereydi ki, kanser olduğunu öğrendi.
Çocuk yaşta onca sıkıntı yaşadıktan sonra hayat Songül’e tam gülüyordu ki, bu kez de kanser denen illet ile mücadele etmesi gerekti! Bir süre sonra bu mücadeleyi de başarı ile atlatan Songül, Türkiye’de kendisini bekleyen hak mücadelesi için 28 yıl sonra Serik’e geri döndü… Geçmişte yok sayılan haklarını açmak, yaşadıklarının intikamını hukuk yoluyla almak için.
Songül’ün dönüşünü sosyal medyadan yayınlaması bile Serik’te Seyyar ailesinin telaşlanmasına yetti. Geçmişin intikamını almak, kendi rızasının dışında kullanılan bedeninin hesabını sormak için Türkiye’ye gelen Songül artık ne parasızdı ne de yalnız…
TV Programları ve Kadın Dernekleri Songül’e Yapılan Haksızlığa Sessiz Kalmadı
Pek çok kadın derneğini arkasına alan Songül’ün Antalya barosu da yanında… Adli tatil sonrası açılacak olan davalardan önce, sosyal medya paylaşımlarından Songül’e ulaşan TV yapımcıları; konuya dair başta hukuki olmak üzere ne gerekiyorsa yapacağını söylediler.
Songül’ün Canlı Yayını Başka Bir Dehşeti Ortaya Çıkarttı!
Songül’ün sosyal medyada yaptığı yayınları gören Hülya Ş. İsimli kadın, Songül’den cesaret alarak başına gelenleri gazetemize anlattı. Songül’ün sosyal medya yayınından cesaret alan Hülya Ş.’nin anlattıkları ise son derece korkunç!
Bu İddia Türkiye’yi Karıştıracak!
Songül’e tecavüz eden Bayram S’nin dayısı Muhittin Y’nin öz kızına da tacizde bulunduğu iddia edildi. Yalçın’ın kızı Hülya Ş., Songül’ün sosyal medya görüntülerin kendisine ulaştırılmasıyla Songül’e ulaşarak, yıllardır içinde sakladığı dehşeti anlattı.
Hülya Ş.’den insanın kanını donduracak iddialar gündeme bomba gibi düştü. Songül’e tecavüz ettiği yetmedi gibi, dayısına da peşkeş çekildiği iddia edilirken, bu kez de ortaya öz kızı çıktı. Babasının çıkarları için her şeyi yapabileceğini söyleyen Hülya Ş. , eşiyle arası kötüyken, ayrılma aşamasında babasının evinde kalmaya başladı.
Babadan Ahlaksız Teklif!
Hülya Ş. Kendisini babasından korumak zorunda kaldı! Eşinden boşanma aşamasında babasının evine gittiğinde yaşadıkları karşısında dehşete kapılan Hülya Ş. , babasının korkunç iddialarını işte şöyle aktardı:
“ Babam bana bundan sonra senin cinsel ihtiyaçlarını ben karşılayacağım. Eczaneye git, doğum kontrol hapı al. Ayda bir iki kere de İstanbul dan falan birkaç kişi gelecek. Genç kadınsın, ihtiyaçların var.”
O SADECE BİR ÇOCUKTU!
Ailesiyle birlikte Almanya’dan Türkiye’ye dönüş yaptıkları zaman, Songül henüz 4 yaşındaydı… Songül, memleketleri olan Serik’e dönerken ülkesine dair ne hayaller kurmuştu bilinmez ancak, ilerleyen yıllarda sadece kuracağı hayalleri değil, geleceği de elinden alınacaktı!
Songül’ün tek suçu vardı… Kız çocuğu olmak… Onun hayatında kadının adı olmadı hiç, söz hakkı da. Başta dünyaya gelmesine sebep olan babasından çekmişti, annesi de kendisi de. Erkek değil miydi, karısından sıkılınca başka birini bulabilirdi ve buldu da. Annesi 4 yaşındaki Songül ile birlikte hayat mücadelesi vermek zorunda kaldığında, Songül küçücük elleriyle pamuk toplarken yaşıtları sokakta oyun oynuyordu. Yaşadığı hayat sanki onun değildi, hatta bir süre sonra bedeni bile artık ona ait olmayacaktı!
Almanya’dan Türkiye’ye döndüklerinde babaları çoktan başka bir yol çizmişti. Karısına ve çocuklarına düşkün olmayan baba, ailesini terk ederek memleketi Konya’da yaşamaya başladı. Serik’in Evrenpaşa mahallesinde çocuklarıyla tek başına kalan anne, maddi sıkıntıdan dolayı Songül’ü ilkokul 4. Sınıftan almak zorunda kaldı.
Buldukları her işi yapan anne kız, tarladan sebze haline kadar her işte çalıştı. İddialara göre her şey anne-kızın Serik Hal’in de 12 nolu komisyoncu Bayram Seyyar’ın yanında çalışmalarıyla başladı.
12 Yaşındaki Çocuğa Göz Dikti!
İddialara göre Songül ile annesinin çalıştığı halin sahibi, daha 12 yaşındayken Songül’e göz dikti. İş yerindeki kasaların altına mektup bırakarak Songül’e ulaşmaya çalışan Bayram S.’nin ilk girişimi mektubu annenin bulması ve Songül’ü dövmesiyle son buldu. Bir süre sonra bu kez komşusu aracılığıyla ulaşmak isteyen Seyyar amacına ulaştı ve mektup Songül’ün eline geçti. Komşusu aracılığıyla iletilen bu mektup karşısında Songül, Bayram S.’nin babası yaşında olduğunu ve kendisinden uzak durmasını söyledi.
Henüz çocuk olan bir kıza yazdığı mektuba cevap olarak, kendisinden uzak durulması istendiği halde Bayram S. bu kez de Songül’ün evinin etrafında dolaşıp taciz etmeye başladı. Anne ve kardeşi tanıyan Bayram S, ailenin yokluğunu fırsat bilip defalarca Songül’ün evine giderek Songül’ün aşağıya inmesini istedi. Evlerinin bahçesindeki incir ağacının dibinde Songül’le görüşmek için ısrarla bekleyen Seyyar’a bir kez de yüz yüze babası yaşında olduğunu söyleyen Songül, Bayram S.’nin zorla öpmeye çalışmasıyla korkarak eve kaçtı.
Seyyar, annenin kendi halinde çalışmasının verdiği rahatlıkla tacizlerini Songül’ün yaşadığı evin etrafında dolaşarak sürdürdü. Evde bulaşık yıkadığı bir gün camın önüne gelerek kapıyı açmasını söyleyen Bayram S.’den korkan Songül, evin içine saklanarak kapıyı açmadı.
Songül’e kafayı takıp bir türlü vazgeçmeyen Bayram S., bir gün zorla kapıya dayanarak, açmazsa annesine sevgili olduklarını söyleyeceğini söyledi. Bayram S. evin kapısını zorlamasıyla konuşup ikna etmek için kapıyı açan Songül, 12 yaşındaki bir kız çocuğunun hak etmediği iğrençliklere maruz kaldı! Henüz bedenini tanımayan, çalışmaktan çocukluğunu dahi yaşayamayan Songül’ün uğradığı tecavüzle dünyası karardı. O küçücük yüreği ve henüz çocuk olan aklıyla kendisine yapılan tehditlerle susturulan Songül, kokusuna, tipine dahi dayanamadığı babası yaşındaki bu adamın tecavüzlerine aylarca katlanmak zorunda kaldı.
Ege Tarım firmasında çalışmaya devam eden Songül, firmada birlikte çalıştığı bir kadına başına gelenleri anlattı ve yardım istedi. Antalya da çocuk bakıcılığı işi bulan bu çalışma arkadaşının teklifini kabul eden Songül, Antalya Bahçeli’de bir binanın en üst katında düzgün bir ailenin çocuğuna bakmaya başladı.
Bir gün ev telefonu çaldı… Arayan Bayram S. idi… Songül’ün izini bulmuş olan Bayram S., aşağıda olduğunu ve inmesini söyledi. Aile Songül’e adamın kim olduğunu sorunca Songül her şeyi anlattı. Aile durumu anlamak ve sorunu çözmek için Bayram S.’yi yukarıya çağırdı. Songül’ü rahatsız etmeye devam ederse polise vermekle tehdit etti. İlk defa Songül’e sahip çıkan birilerinin olduğunu gören ve bundan korkan Bayram S., korkarak gitti. Aradan 10 gün geçtiğinde Songül’ün annesi ve abisi de Songül’ün yerini bulmuştu. Tabii ki bu işin arkasında Songül’ün ailesinin bulması halinde Serik’e geri götüreceğini bilen Seyyar vardı. O sırada 13 yaşını yeni bitiren Songül zorla eve geri götürüldü. Ailesinin tepkisinden korkan Songül ailesine hiçbir şey diyemedi. Bayram S. tecavüzlerine devam etti. Songül’ün evde yalnız olduğu zamanları takip eden ve bilen Bayram S. eve zorla giriyordu. Komşulardan korkan Songül sesini çıkartamıyordu.
Bayram S., her geçen sefer dozu arttırarak darp, ağız kapama gibi şiddet de uygulamaya başladı. Tüm bu yaşadıklarına dayanamayan Songül dayanamayarak fare zehri içti. 20 gün kadar komada kalan Songül uyandığında başucunda duran polislere de bilgi vermekten korktu. Fare zehri ile zehirlenen Songül, annesi ve abisinin sorumlu tutularak tutuklandıklarını öğrenince Polise her şeyi itiraf etti.
Hale gittiğinde tutuklanan Bayram S., polise Songül ile evleneceğini söyledi. Adının çıkmasından dolayı ailesinden de dayak yiyen Songül utancından dışarıya çıkamıyordu. Kadınların kendisine düşmanca bakmasından, kocalarını elindn alacakmış gibi davranmalarından rahatsız olan Songül ne yapacağını bilmiyordu. Konya’dan çağrılan baba karakola giderek şikâyetçi olmadığını söyleyince Seyyar hapisten çıkartıldı. Babası da akabinde Konya ya geri döndü.
Bayram S.’nin ailesi de şikâyeti geri alma konusunda Songül’e baskı yapmaya başladı. Seyyar’ın kendisiyle evleneceğini söyleyen aile Songül’ü tehdit etti. Bir süre sonra hala nikâh olmayınca ne yapacağını bilemedi. Seyyar’ın ailesi Songül’ün nasılsa intihar edeceğini söylüyordu. Bir taraftan evleneceği ve namusunu temizleyeceği için sevinen Songül’ün düşündükleri olmadı. 13 kardeş olan Bayram S.’nin 9 erkek kardeşi vardı ve onlar da Songül’ü tehdit ediyorlardı.
Babasının para karşılığı şikâyeti geri aldığını düşünen Songül’ün bir süre sonra mide bulantıları başladı. Komşusuyla eczaneye giden Songül’e doğum kontrol testi aldılar. Pozitif çıkan test sonrası dünyası yıkılan Songül savcılığa giderek çaresizce ne yapabileceğini sordu. Şikâyetçi olduğunu söyleyen Songül, bu hamil kendi rızası ile olmadığını söyledi. Bunun üzerine savcı Songül’e mahkemeyi beklemesini söyledi. Eve gitmeye korkan Songül karakola gitti. Seyyar ailesini yakından tanıyan polis aileyi arayarak Songül’ün karakolda olduğunu ve kendilerinden şikâyetçi olduğunu aktardı. Seyyar ailesi ise polislerden Songül’ü kendilerine getirmelerini istedi. Akbaş mahallesinde 4 katlı evleri olan Seyyar ailesine götürülen Songül, daha önce karakolda suçunu kabul eden Seyyar’ın kendisini tanımadığı iddiası ile karşı karşıya kaldı. Polise Songül’ü daha önce hiç görmediğini, karakolda işkence gördüğü için yalan söylediğini ve ne tecavüzün ne de herhangi bir başka suç unsuru oluşturacak olayın aralarında geçmediğini iddia etti.
Polisler Songül ile Bayram S. ailesini baş başa bırakıp aşağı indiğinde, aile Songül’e bebeği aldırmasını, ne kadar istiyorlarsa para vereceklerini, şikâyetini geri almasını söyleyerek aksi takdirde kötü olacağına dair tehditte bulundu. Songül’ün babası zaten para karşılığı şikâyetçi olmamıştı ancak Songül çocuk olduğu için zaten kamu davası da açılmıştı. Beni davayı geri çekmeme dair ikna edemedikleri için tartışma başladı ve akabinde beni dövmeye başladılar. Bilerek karnına vurulan, çocuğun düşmesi için uğraşılan Songül son olarak 4. Kattan itilerek bayılana kadar darp edildi. Songül’ü baygın halde bulan Polis, Songül hafif kendine geldiği sırada: “ Başımıza bela almayalım, bırakalım” şeklinde konuştuklarını duydu.
Uyandığında kendisini Cumhuriyet meydanın da bir ebenin masasında bulan Songül’e çocuğunun düştüğü ve alınması gerektiği söylendi. Çocuğu ölürse herkesi öldüreceğini ve namusunu ispatlamak için tek kanıtının çocuğu olduğunu söyleyen Songül. Ağzı burnu kan içinde annesinin evine bırakıldı. 3 ay boyunca düşük riski yaşayıp kanaması devam eden Songül’ün tecavüze uğradığını ispatlaması istendi. Songül’den şahit ve ispat göstermesini isteyen hâkim, tecavüzün şahidinin olacağını hangi akla dayanarak istemişti bilinmez ancak Songül’ün şahidi olmuş olsa idi zaten o çocuğu tecavüzü ispatlamak için taşımak zorunda kalmaz ve bu kadar korku ile yaşamasına gerek kalmazdı. Songül’ün çilesi bunlarla da bitmedi!a
Kendisi Yetmedi Dayısı da Tecavüz Etti!
Bayram S. ve ailesi Songül’ü yıldırmak için her yolu denedi. Mahallenin erkeklerini toplayıp, kapısı taşlandı ve Songül’e askıntı oldular. Bu sırada komşularının oğlu İzzet Songül’e gelerek, Bayram S. nin dayısının durumu öğrendiğini, çok üzüldüğünü, mahkemede avukatının olmadığını öğrenerek Songül’e yardım etmek istediğini söyleyerek görüşmek için evine çağırdı. Karşı taraftan birinin ilk kez yapıcı yaklaşımda bulunması üzerine, babası yaşındaki dayının evine ümitle giden Songül’ün karşılaştıkları karşısında dünyası başına yıkıldı! Dayısının bir anda saldırıp kendisine tecavüz etmesine engel olamayan Songül 6 aylık hamile olduğunu söyledi ve bunu yapmaması için yalvardı. Songül’ün haykırışlarına ve hamile oluşuna aldırış etmeyen Muhittin Y. Songül’ün ağzını ve ellerini bağladı. Bu insanlık dışı vahşetten yani tecavüzden sonra resimleri çekip Songül’ü tehdit eden dayı, mahkemeden vazgeçmemesi halinde o an çektiği resimleri her yere yaymakla tehdit etti. Kan tahlili yaptırırsa resimleri mahkemeye vermekle ve kötü kadın olduğunu herkese söylemekle tehdit etti. Ağlayarak eve giden Songül’ün düşecek bir yaprak gibi zar zor tutunduğu hayat bir kez daha zindan olmuştu!
Küçücük Bir Kız Çocuğunu Utanmadan ‘Kötü Kadın’ İlan Ettiler!
Kendisi henüz çocukken, istemediği, rızası olmadığı halde zorla bedenine sahip olunmuş, kendini taşıyamazken hamile kalmış, toplum tarafından horlanmış, suçlanmış, hayatı sanki daha başlamadan son bulmuş olan Songül, yaşadığı bu ikinci ağır travma karşısında yıkıldı. Bedeninin isteminin dışında kullanılmasıyla bahşedemeden üzerine bir de kötü kadın olarak toplum karşısında rezil edilmekle tehdit edilmişti. Bu tehdit belki de Songül’ün kırılma noktasıydı. Uğradığı tüm bu insanlık dışı muamelelerin yanı sıra, ‘Kötü Kadın’ olarak gösterilmekle tehdit edilmek Songül’ü mücadele yönünde tetikleyici etmen oldu bir anda.
Doktorlar Bakire Raporu Verdi!
Bir süre evden çıkamadı Songül… Bu süre içinde mahkeme konusundaki kararlılığını sürdürdü. Mahkeme Songül’ü hastaneye sevk etti. Hamile olmasına rağmen bakire raporu verilen Songül rapora itiraz etti. Başka bir hastaneye sevk olarak İstanbul’a gitti. Bu süre içerisinde kardeşleri, babası ve abisi, annesine Songül’ün atılması yönünde baskı yaptılar. Bu baskılara aldırmayan anne Songül’e sahip çıktı. İstanbul’da gittikleri hastanede hamile ve bakire raporu verildi.
Çocuk doğduktan sonra DNA testi yapıldı ve Bayram S.’nin babası olduğunu ispatlandı. Ağır ceza mahkemesinde ergen olmayan kızla rızası dışında birlikte olduğu için 1 yıl 8 ay hapis cezası verilen Bayram S., bunun da 3’de 1’ini yatmak üzere Serik Cezaevine girdi.
Songül’ün başına gelenler karşısındaki hak arayışına pişman etmek isteyen Bayram S.’nin kardeşi Musa S., Songül’ü iki kez bıçakladı, defalarca dövdü ve sürekli tehdit etti… Tüm bu cenderenin içinde bir yandan hayat mücadelesi veren Songül bir yandan da sırtına çocuğunu bağlayıp tarlalarda çalışmak zorunda kaldı. Bu süre içerisinde Seyyar ailesi ve çevresi tarafından ‘Kötü Kadın’ olarak adı çıkartılan Songül’e toplum kötü gözle bakıyordu ve önüne gelen asılıyordu. O süreçte sözde hapis yatan Bayram S. ise hapisten çıkıp çıkıp sürekli Songül’ü tehdit ediyordu. Songül’ün kendisi çocukken tutunduğu tek dayanak kızıyken, kızını evlatlık almak isteyenler de çıkıyordu. Babalık davası açarsa öldürülmekle tehdit edilen Songül’ü aynı zamanda gördükleri yerde dövüyorlardı.
Bir otobüse binerek Antalya’da Vali’ye gelen Songül, Valinin kendisine yardım edebileceğini düşünmüştü. Vali yerinde olmayınca Vali Yardımcısının yardımıyla kadın sığınma evine yerleştirildi. Çocuğuyla birlikte kadın sığınma evinde yaşamaya başlayan Songül’e yardımcı olmayan isteyen dönemin kadın emniyet mensubu, yaşlı bir kadına bakması için teklifte bulundu. Çocuğuyla birlikte bu işi yapamayacağını söyleyen kadın emniyet mensubu, Songül’ün kızını geçici bir süre için Çocuk Esirgeme Kurumu’na vermesi için ikna etti. 7 ay sonra baktığı yaşlı kadın ölen Songül, baktığı kadına ve ailesine çok alışmış, ailesi gibi benimsemişti.
O ailenin de desteğiyle bir süre sonra yeniden evlendi. Bu sırada yaşı tutmadığından çocuğu için babalık davası açamayan Songül’e annesini kayyum olarak ataması önerildi. Bunu uygulayan Songül’ün bu kez de annesi tehdit edilmeye başladı. Hatta annesinin evini yakma girişimine kadar uzandı iş… Tüm bu olanların suçlusu Songül’müş gibi mahkeme masraflarını bile Songül’e yolladılar…
Eşinin Kendini Suçlayıp Kötü Davranmasıyla Yıkıldı!
Çocuk yaşta göğüs gerdiği onca şeyden sonra Songül, eşinin kendisini geçmişte başına gelenlerle yargılayıp şiddet uygulayarak hor görmesiyle bir kez daha yıkıldı. Bir süre sonra bu kötü muameleye dayanamayarak ayrıldı.
Çocukluğundan sonra gençliğini de yaşayamayıp bir taraftan çocuğunu büyüttü, bir taraftan çalışmaya devam etti Songül. Çalıştığı bir otelde tanıştığı genç bir Alman ile birbirlerine aşık oldular. Hayatında ilk defa özel muamele görüp kendisini insan, kadın yerine koyan bu Alman’ın evlilik teklifine hayır diyemeyen Songül, kızını da alıp Almanya’ya yerleşti.
“BEN BİR MELEKTİM, KANATLARIMI KIRDILAR AMA PENÇELERİMİ UNUTTULAR!”
İş Kadını Songül…
Almanya’da 2 sene boyunca kocasıyla restoranda çalışan Songül, aynı anda iki iş daha yapıyordu. Çocuk yaşta sahip olduğu kızını büyütmeye çalışırken aynı zamanda çalışma hayatının da her daim içinde olan Songül, kısa sürede büyük paralar biriktirdi. Biriktirdiği 25 bin Euro ile kendine ait bir restoran açan Songül, iş hayatında son derece başarılı ilerliyordu.
Açtığı 150 kişilik Türk restoranı yetmeyen Songül, kısa bir süre sonra arka taraftaki arsaya da restoran yaparak, 300 kişilik kapasite ile iş hayatına devam etti. Ünü giderek yayılan Songül, Almanya’nın pek çok gazete ve dergisine kapak olmayı başarmıştı. O artık özel olarak ziyaret edilmesi gereken mekânların sahiplerindendi. Restoran işine catring ve organizasyon işleri de eklenince, Songül’ün neredeyse nefes almaya vakti kalmamıştı.
Tek Hedefi İntikam Almaktı!
Gece gündüz demeden yoğun tempoda çalışan Songül’ün tek isteği para biriktirip, Türkiye’de uğradığı haksızlıklar ile hukuki anlamda mücadele etmekti. Bu şevkle ve hırsla gece gündüz çalışan Songül hedeflerine ulaşmak üzereydi ki, kanser olduğunu öğrendi.
Çocuk yaşta onca sıkıntı yaşadıktan sonra hayat Songül’e tam gülüyordu ki, bu kez de kanser denen illet ile mücadele etmesi gerekti! Bir süre sonra bu mücadeleyi de başarı ile atlatan Songül, Türkiye’de kendisini bekleyen hak mücadelesi için 28 yıl sonra Serik’e geri döndü… Geçmişte yok sayılan haklarını açmak, yaşadıklarının intikamını hukuk yoluyla almak için.
Songül’ün dönüşünü sosyal medyadan yayınlaması bile Serik’te Seyyar ailesinin telaşlanmasına yetti. Geçmişin intikamını almak, kendi rızasının dışında kullanılan bedeninin hesabını sormak için Türkiye’ye gelen Songül artık ne parasızdı ne de yalnız…
TV Programları ve Kadın Dernekleri Songül’e Yapılan Haksızlığa Sessiz Kalmadı
Pek çok kadın derneğini arkasına alan Songül’ün Antalya barosu da yanında… Adli tatil sonrası açılacak olan davalardan önce, sosyal medya paylaşımlarından Songül’e ulaşan TV yapımcıları; konuya dair başta hukuki olmak üzere ne gerekiyorsa yapacağını söylediler.
Songül’ün Canlı Yayını Başka Bir Dehşeti Ortaya Çıkarttı!
Songül’ün sosyal medyada yaptığı yayınları gören Hülya Ş. İsimli kadın, Songül’den cesaret alarak başına gelenleri gazetemize anlattı. Songül’ün sosyal medya yayınından cesaret alan Hülya Ş.’nin anlattıkları ise son derece korkunç!
Bu İddia Türkiye’yi Karıştıracak!
Songül’e tecavüz eden Bayram S’nin dayısı Muhittin Y’nin öz kızına da tacizde bulunduğu iddia edildi. Yalçın’ın kızı Hülya Ş., Songül’ün sosyal medya görüntülerin kendisine ulaştırılmasıyla Songül’e ulaşarak, yıllardır içinde sakladığı dehşeti anlattı.
Hülya Ş.’den insanın kanını donduracak iddialar gündeme bomba gibi düştü. Songül’e tecavüz ettiği yetmedi gibi, dayısına da peşkeş çekildiği iddia edilirken, bu kez de ortaya öz kızı çıktı. Babasının çıkarları için her şeyi yapabileceğini söyleyen Hülya Ş. , eşiyle arası kötüyken, ayrılma aşamasında babasının evinde kalmaya başladı.
Babadan Ahlaksız Teklif!
Hülya Ş. Kendisini babasından korumak zorunda kaldı! Eşinden boşanma aşamasında babasının evine gittiğinde yaşadıkları karşısında dehşete kapılan Hülya Ş. , babasının korkunç iddialarını işte şöyle aktardı:
“ Babam bana bundan sonra senin cinsel ihtiyaçlarını ben karşılayacağım. Eczaneye git, doğum kontrol hapı al. Ayda bir iki kere de İstanbul dan falan birkaç kişi gelecek. Genç kadınsın, ihtiyaçların var.”
Babasında kaldığı sürece defalarca tacize uğradığını iddia eden Hülya Ş. , babasının birkaç kez şehir dışından gelenlerle kendisini görüştürmek istediğini, ancak onunla gitmediğini, geceleri uyurken odasına girip kendisini seyrederken yakaladığını, evin içinde rahat ve açık kıyafetler giymesini söylediğini iddia etti.
Yine babasından korkusundan kapıyı kilitleyip yatmaya başlayan Hülya Ş.’ye babası hesap sorunca, babasının kendisine yoğunlaştığı günler evde kalmadığını iddia etti.
Kendimi Korumasam Babam Tecavüz Edecekti!
Yine babasından korkusundan kapıyı kilitleyip yatmaya başlayan Hülya Ş.’ye babası hesap sorunca, babasının kendisine yoğunlaştığı günler evde kalmadığını iddia etti.
Kendimi Korumasam Babam Tecavüz Edecekti!
Babasının birkaç kez kendisine yönelik yaklaşımda bulunduğunu ancak fiziksel bahanelerle bunu reddettiğini iddia eten Hülya Ş., “ Kendimi korumasaydım babam bana tecavüz edecekti” şeklinde iddiada bulundu ve şunları ekledi: “ Babamın bana yönelik taciz ve tecavüz girişimlerini bazı yakınlarıma söyledim inanmadılar. Ben de susmayı tercih ettim. Babamın tacizleri devam edince ayrılmak üzere olduğum eşime geri döndüm. Sosyal medyada Songül hanımın babamın tecavüz ettiğine dair videosunu görenler bana gösterdiler. Ben de bu konuda yalnız olmadığımı gördüm ve hayatımı olumsuz etkileyen, korkudan beni ayrılmak üzere olduğum eşime döndüren bu durumu açıklamak istedim. Songül hanımın başına gelenleri duyduğumda da, kendim babam tarafından bu şekilde bir muameleye maruz kaldığımda da çok utandım. İnsan belki her şey ile baş edebilir ancak, babasından gelen bu şekilde bir sapkınlık karşısında bütün dünyam başıma yıkıldı. Songül hanımın çıkışı bana cesaret verdi, artık korkmuyorum ve gereken neyse yapacağım.” Dedi.
Songül B.’nin Kızının Açtığı Babalık Davası Sonuçlandı
Songül B. Bayram S. Nin tecavüzü sonrası hamile kalıp, bakire raporu verilerek tecavüze uğradığı halde “Tecavüz yoktur” kararı verilmesi üzerine, düşürülmek için atılan onca dayağa rağmen karnındaki bebeğini koruyup, tecavüzü ispatlamak için doğurmak zorunda kalmıştı.
Yıllar sonra açılan dava sonucu alınan DNA’da Bayram S.’nin baba olduğu ortaya çıktı. Geçtiğimiz hafta sona eren babalık nafaka davasında Bayram S. 15 bin lira tazminata çarptırıldı.
Bayram S. ‘den alınacak tazminatların tek kuruşuna bile dokunmayacağını belirten Songül B. , “Paranın tamamını kadın ve çocuk haklarına harcayacağım” dedi.