FETÖ’nün fuhuş yapılanmasına savaş açan ceza hukuku hocası Dr. Dilek Ekmekçi ve NeHaber Gazetesi sahibi Banu Barlas pusuya mı düşürülecekti?
Fetö’nün fuhuş yapılanmasına karşı, gazetemiz köşe yazarı ve hukuk danışmanı Av. Dr. Dilek Ekmekçi’nin suç duyurusunda bulunduğu haberi önceki hafta ulusal medyada büyük ses getirmişti. Haberden hemen sonra Osmanlı Ocakları Genel Başkanı Kadir Canpolat gazetemiz sahibi Banu Barlas’ı aradı. Antalya’da “Osmanlı’da Toplum Hayatı” konulu bir panel düzenleyeceklerini ve katılmasını istediğini söyledi.
Bu görüşmede Canpolat, Barlas’a; “Dilek Ekmekçi de mi gazeteci?” diye sordu; Barlas’dan gelen: “Gazeteci değil, avukat ve ceza hukuku hocası.” cevabına karşın Canpolat: “Avukat değilmiş, baktırdım ben baroya.” gibi manidar ve müstehzi cümleler kurdu. Dilek Ekmekçi’nin kim olduğunu, ne iş yaptığını bilmiyormuş gibi konuşmaya çalışan Canpolat’ın, bir şekilde elde ettiği Ekmekçi’ye ait telefon numarasını teyit ettirmeye çalışmasıysa gazeteci Banu Barlas’ın dikkatinden kaçmadı.
Dilek Ekmekçi’nin gazeteci mi avukat mı olduğunu SÖZDE bilmeyen Canpolat, panelde Ekmekçi’nin konuşmacı olmasını istediklerini; kabul etmesi durumunda otel ve uçak masrafını karşılayacaklarını söyledi.
Başarılı bir avukat ve ceza hukuku öğretim üyesi olan Dilek Ekmekçi de, Banu Barlas da Osmanlı’ya ilgisi olan insanlar olsalar da, akademik etik gereği konuşmacı olacak kadar Osmanlı’ya dair bilgi sahibi olmadıkları halde bu panele davet edildiler.
Böyle bir panelde ehil olmayan, Osmanlı tarihine dair yapıtı veya uzmanlığı bulunmayan Dilek Ekmekçi ve Banu Barlas’a neye dayanarak bu teklifte bulunulduğu akıllarda soru işareti yarattı.
Zira Dilek Ekmekçi’nin sürdürdüğü mücadele sırasında başından beri yaptığı haberlerle destek olan Banu Barlas da bu panele davet edilmişti. Dahası Ekmekçi’nin hukuk mücadelesi sürdürdüğü Osmanlı Ocakları Beypazarı ilçe eski başkanı Ali H.’nin baş şüpheli olduğu “Kadın Satıcılığı” olayını amatör haberler ile Beypazarı’na duyuran Kemal Kayaalp de eş zamanlı olarak Kadir Canpolat adına aranarak görüşmeye davet edilmişti. Tüm bu davetlerde ortak konu Osmanlı değil, Dilek Ekmekçi idi.
Kadir Canpolat gazeteci Banu Barlas’ı bizzat arayarak davet ederken; Canpolat’ın sekreteri Beypazarılı amatör gazeteci Kemal Kayaalp’i, SÖZDE panelin düzenleneceği yer olan Antalya AKEV Üniversitesi Rektör özel kalemi de Dilek Ekmekçi’yi aradı.
Adeta Dilek Ekmekçi ve Ekmekçi’nin hukuk mücadelesi başlattığı Fetö’nün fuhuş yapılanmasını haber yapan yerel veya amatör gazeteciler farklı kanallardan aranıp, bir araya toplanmak veya bir yere çekilmek istenmişti.
Aradan geçen günler boyunca Canpolat’ın Banu Barlas’ın mesaj ve aramalarına dönmemesi; panele dair herhangi bir şey iletmemiş olması da bu konuya dair samimiyetsizliği, ciddiyetsizliği zaten ortaya koyuyordu.
Sonuç şu ki; bizde bu yaklaşımın bir kumpas ve pusu girişimi olduğu şüphesi uyandı.
Ne Haber Gazetesi olarak diyoruz ki; böyle bir kumpas veya pusu kurulursa, kumpas veya pusu kuran herkesin ayağına dolanır.
Bizi çekmeye çalıştıklarından şüphelendiğimiz kumpas veya pusunun; bizi hukuken ve basın olarak alt edememelerinden kaynaklı çare arayışı olduğunu düşünüyoruz. Osmanlı’ya ilgisi olan ancak Osmanlı’ya dair akademik bilgisi olmayan kişilerin; otel ve uçak masraflarının karşılanacağının söylenmesi de bize öyle görünüyor ki iyi niyetli amaçlar için değildi.
Dahası FETÖ’nün fuhuş yapılanmasının ulusal medyada haber olmasının hemen ardından Ali H. ile yakınlığı bilinen Kadir Canpolat’ın bu şekilde devreye girmesi; bu yapılanmanın içinde yer alabileceği şüphesi de uyandırmaktadır. Bilindiği gibi son birkaç yıl içinde Osmanlı Ocakları’nda başkanlık veya başkan yardımcılığı yapmış Bahri Örnek ve Levent Çiçek gibi kişilerin adı insan ticaretinden, uyuşturucu ticaretine ve cinayete kadar çeşitli suçlara karışmış, bu şahıslar tutuklanmış veya hüküm giymiş, bu olaylar ulusal medyada haber olmuştu.
Şu bilinsin ki; gerekli bilgi, belge ve deliller tarafımızdan savcılığa da iletilecektir. Kamuoyuna arz ettiğimiz bu kumpas ve pusu şüphesi uyandıran durumdan çalışma arkadaşlarımız ve dostlarımız da fazlasıyla haberdardır.
Bu saatten sonra gerek Banu Barlas, gerek Dilek Ekmekçi ile ilgili herhangi birine; dostlarımıza, yol arkadaşlarımıza ve sevdiklerimize yönelik yapılacak olan her kötülüğün kaynağı olarak ilk akla gelecek adres bellidir.
Herhangi bir kaza, yaralama, darp, zehirlenme, tehdit, iftira vs. durumunda bugüne dek böyle bir kumpas veya pusu ile karşılaşmayan bizler, olağan şüpheli olarak Osmanlı Ocakları’nı işaret edeceğiz.
Şüphelendiğimiz gibi yanlış işler peşindeyseniz; yarına kalır ama hukuken yanınıza kalmaz, güneş balçıkla sıvanmaz bilesiniz…
Bu görüşmede Canpolat, Barlas’a; “Dilek Ekmekçi de mi gazeteci?” diye sordu; Barlas’dan gelen: “Gazeteci değil, avukat ve ceza hukuku hocası.” cevabına karşın Canpolat: “Avukat değilmiş, baktırdım ben baroya.” gibi manidar ve müstehzi cümleler kurdu. Dilek Ekmekçi’nin kim olduğunu, ne iş yaptığını bilmiyormuş gibi konuşmaya çalışan Canpolat’ın, bir şekilde elde ettiği Ekmekçi’ye ait telefon numarasını teyit ettirmeye çalışmasıysa gazeteci Banu Barlas’ın dikkatinden kaçmadı.
Dilek Ekmekçi’nin gazeteci mi avukat mı olduğunu SÖZDE bilmeyen Canpolat, panelde Ekmekçi’nin konuşmacı olmasını istediklerini; kabul etmesi durumunda otel ve uçak masrafını karşılayacaklarını söyledi.
Başarılı bir avukat ve ceza hukuku öğretim üyesi olan Dilek Ekmekçi de, Banu Barlas da Osmanlı’ya ilgisi olan insanlar olsalar da, akademik etik gereği konuşmacı olacak kadar Osmanlı’ya dair bilgi sahibi olmadıkları halde bu panele davet edildiler.
Böyle bir panelde ehil olmayan, Osmanlı tarihine dair yapıtı veya uzmanlığı bulunmayan Dilek Ekmekçi ve Banu Barlas’a neye dayanarak bu teklifte bulunulduğu akıllarda soru işareti yarattı.
Zira Dilek Ekmekçi’nin sürdürdüğü mücadele sırasında başından beri yaptığı haberlerle destek olan Banu Barlas da bu panele davet edilmişti. Dahası Ekmekçi’nin hukuk mücadelesi sürdürdüğü Osmanlı Ocakları Beypazarı ilçe eski başkanı Ali H.’nin baş şüpheli olduğu “Kadın Satıcılığı” olayını amatör haberler ile Beypazarı’na duyuran Kemal Kayaalp de eş zamanlı olarak Kadir Canpolat adına aranarak görüşmeye davet edilmişti. Tüm bu davetlerde ortak konu Osmanlı değil, Dilek Ekmekçi idi.
Kadir Canpolat gazeteci Banu Barlas’ı bizzat arayarak davet ederken; Canpolat’ın sekreteri Beypazarılı amatör gazeteci Kemal Kayaalp’i, SÖZDE panelin düzenleneceği yer olan Antalya AKEV Üniversitesi Rektör özel kalemi de Dilek Ekmekçi’yi aradı.
Adeta Dilek Ekmekçi ve Ekmekçi’nin hukuk mücadelesi başlattığı Fetö’nün fuhuş yapılanmasını haber yapan yerel veya amatör gazeteciler farklı kanallardan aranıp, bir araya toplanmak veya bir yere çekilmek istenmişti.
Aradan geçen günler boyunca Canpolat’ın Banu Barlas’ın mesaj ve aramalarına dönmemesi; panele dair herhangi bir şey iletmemiş olması da bu konuya dair samimiyetsizliği, ciddiyetsizliği zaten ortaya koyuyordu.
Sonuç şu ki; bizde bu yaklaşımın bir kumpas ve pusu girişimi olduğu şüphesi uyandı.
Ne Haber Gazetesi olarak diyoruz ki; böyle bir kumpas veya pusu kurulursa, kumpas veya pusu kuran herkesin ayağına dolanır.
Bizi çekmeye çalıştıklarından şüphelendiğimiz kumpas veya pusunun; bizi hukuken ve basın olarak alt edememelerinden kaynaklı çare arayışı olduğunu düşünüyoruz. Osmanlı’ya ilgisi olan ancak Osmanlı’ya dair akademik bilgisi olmayan kişilerin; otel ve uçak masraflarının karşılanacağının söylenmesi de bize öyle görünüyor ki iyi niyetli amaçlar için değildi.
Dahası FETÖ’nün fuhuş yapılanmasının ulusal medyada haber olmasının hemen ardından Ali H. ile yakınlığı bilinen Kadir Canpolat’ın bu şekilde devreye girmesi; bu yapılanmanın içinde yer alabileceği şüphesi de uyandırmaktadır. Bilindiği gibi son birkaç yıl içinde Osmanlı Ocakları’nda başkanlık veya başkan yardımcılığı yapmış Bahri Örnek ve Levent Çiçek gibi kişilerin adı insan ticaretinden, uyuşturucu ticaretine ve cinayete kadar çeşitli suçlara karışmış, bu şahıslar tutuklanmış veya hüküm giymiş, bu olaylar ulusal medyada haber olmuştu.
Şu bilinsin ki; gerekli bilgi, belge ve deliller tarafımızdan savcılığa da iletilecektir. Kamuoyuna arz ettiğimiz bu kumpas ve pusu şüphesi uyandıran durumdan çalışma arkadaşlarımız ve dostlarımız da fazlasıyla haberdardır.
Bu saatten sonra gerek Banu Barlas, gerek Dilek Ekmekçi ile ilgili herhangi birine; dostlarımıza, yol arkadaşlarımıza ve sevdiklerimize yönelik yapılacak olan her kötülüğün kaynağı olarak ilk akla gelecek adres bellidir.
Herhangi bir kaza, yaralama, darp, zehirlenme, tehdit, iftira vs. durumunda bugüne dek böyle bir kumpas veya pusu ile karşılaşmayan bizler, olağan şüpheli olarak Osmanlı Ocakları’nı işaret edeceğiz.
Şüphelendiğimiz gibi yanlış işler peşindeyseniz; yarına kalır ama hukuken yanınıza kalmaz, güneş balçıkla sıvanmaz bilesiniz…